Eponim kanunlar, adını bir kişiden veya yerden alan ve genellikle gözlemler veya deneyimler yoluyla elde edilen belirli bir kuralı ifade eden kanunlardır. Bu kanunlar genellikle bilim, teknoloji, ekonomi, sosyoloji ve diğer disiplinlerde kullanılır ve belirli bir kişi veya yerle ilişkilendirilir. Örneğin, “Murphy Kanunu” yanlış gidebilecek her şeyin yanlış gideceğini belirtir ve adını Edward A. Murphy Jr.’dan alır, bu nedenle bir eponim kanundur. Bu tür kanunlar, belirli bir prensibi veya kavramı hatırlamayı veya iletmeyi kolaylaştırabilir ve genellikle popüler kültürde sıkça kullanılır.
Falkland Paradoksu: Falkland Paradoksu, bir grup kişinin bireysel olarak rasyonel davrandığı durumlarda, grup olarak rasyonel davranmamalarını ifade eder. Bu paradoks, bireylerin rasyonel seçimler yapmasına rağmen, toplumsal düzeyde istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğini gösterir.
Ockham’ın Usturası: Ockham’ın Usturası, bir problemi açıklamak için en basit açıklamanın tercih edilmesi gerektiğini ifade eder. Eğer iki teori aynı fenomeni açıklıyorsa, daha basit olan teori genellikle doğrudur.
Twyman Kanunu: Twyman Kanunu, bir topluluğun veya organizasyonun elemanlarının sayısı arttıkça, iletişim ve koordinasyonun daha karmaşık hale geleceğini belirtir. Bu kanun, büyük grupların etkili iletişim ve işbirliği için özel çaba sarf etmesi gerektiğini vurgular.
Sturgeon Kanunu: Sturgeon Kanunu, bir alandaki içeriklerin çoğunun kalitesiz olduğunu ve bunların bir kısmının değerli olduğunu ifade eder. Bu kanun, özellikle eleştirel değerlendirme gerektiren birçok alanda geçerlidir, örneğin, edebiyat, film veya bilimsel araştırma gibi.
Murphy Kanunu: Murphy Kanunu, “Yanlış gidebilecek her şey yanlış gider” prensibini ifade eder. Yani, bir şeyin yanlış gitme olasılığı varsa, o şey muhtemelen yanlış gidecektir. Bu kanun, genellikle beklenmeyen durumlar veya aksiliklerle karşılaşma eğilimimizi vurgular.
Gresham Kanunu: Gresham Kanunu, “Kötü para iyi parayı kovar” prensibini ifade eder. Bu kanuna göre, aynı değere sahip olan farklı türdeki para birimleri, değerinin altındaki olan para birimi kullanılarak dolaşımdan çıkarılacaktır. Yani, bir ülkede değeri düşük olan para birimi, değeri daha yüksek olan para birimini dolaşımdan çıkarır.
Parkinson Kanunu: Parkinson Kanunu, “İş, tamamlanması için ayrılan zamanı dolduracak şekilde genişler” prensibini ifade eder. Bu kanuna göre, bir iş ne kadar süre tanınırsa, o kadar zaman alır. Yani, bir görevin tamamlanması için ayrılan süre ne kadar uzun olursa, o görevin tamamlanması da o kadar uzun sürecektir. Bu kanun, zamanın etkili kullanımının önemini vurgular.
Moore Kanunu: Mikroçip üzerindeki transistör sayısı her iki yılda bir ikiye katlanır.
Peter İlkesi: Bir organizasyonda, insanlar yeteneksizlik seviyelerine kadar terfi ederler.
Dilbert İlkesi: En az yetkin çalışanlar, en az zarar verecekleri yere, yani yönetim kademelerine terfi ederler.
Godwin Yasası: Bir çevrimiçi tartışma uzadıkça, Hitler veya Nazilerle ilgili bir karşılaştırma yapılma olasılığı artar.
Benford Yasası: Doğal olarak oluşan sayıların ilk basamaklarının dağılımı, 1’den 9’a doğru azalır.
Pareto İlkesi (80/20 Kuralı): Sonuçların %80’i, nedenlerin %20’sinden kaynaklanır.
Stigler’in Kanunu: Her bilimsel keşif, adını bulanın değil başka bir kişinin adıyla anılır.
Hofstadter Kanunu: Bir iş ne kadar planlanırsa planlansın, her zaman beklenenden daha uzun sürer.
Sutton Yasası: Araştırmacılar, olası en basit çözümün genellikle doğru olduğunu varsaymalıdır.
Hawthorne Etkisi: İnsanlar gözlemlendiklerini bildiklerinde davranışlarını değiştirirler.
Metcalfe Kanunu: Bir iletişim ağı, kullanıcılarının sayısının karesiyle orantılı olarak değer kazanır.
Heisenberg Belirsizlik İlkesi: Bir parçacığın konumu ve hızı aynı anda kesin olarak bilinemaz.
Newton’un Hareket Kanunları: Bir cisim üzerine etki eden net kuvvet sıfır olduğunda, cisim duruyorsa durmaya devam eder, hareket ediyorsa sabit hızla hareket etmeye devam eder.
Boyle Kanunu: Sabit sıcaklıkta bir gazın basıncı, hacmiyle ters orantılıdır.
Hooke Yasası: Bir yaydaki gerilme, yaydaki uzama ile doğru orantılıdır.
Fitts’in Kanunu: Bir hedefe ulaşmak için gereken süre, hedefin uzaklığı ve büyüklüğü ile ilişkilidir.
Amara Yasası: Teknolojinin kısa vadede etkisi abartılırken, uzun vadede etkisi küçümsenir.
Clark Kanunu: Yeterince ileri teknoloji, sihirden ayırt edilemez.
Say Yasası: Üretim kendi talebini yaratır.
Lenz Kanunu: İndüklenen elektromotor kuvvet, kendisini oluşturan manyetik alan değişimine karşı koyacak şekilde çalışır.
Zipf Kanunu: Bir dildeki kelimelerin frekansı, terimlerin sıklığına göre ters orantılıdır; en yaygın kelime, ikinci en yaygın kelimenin iki katı sıklıkta kullanılır.
Gambler’ın Yanılgısı: Geçmişteki rastgele olayların, gelecekteki rastgele olayları etkileyeceğine dair yanlış inanç.
Pareto Dağılımı: Pek çok olayın, küçük bir kısmın çoğunluğa yol açtığını belirten dağılım (20/80 kuralı ile bağlantılıdır).
Machiavelli Prensibi: Amaca ulaşmak için her yol mubahtır.
Hubble Kanunu: Evrenin genişlemesi nedeniyle, uzak galaksilerin hızla bizden uzaklaştığını belirten astronomik yasa.
Dunning-Kruger Etkisi: Yetersiz bireylerin, yeteneklerini abartma eğiliminde olması.
Bradley Etkisi: Anketlerdeki insanların, ırksal önyargılarını gizleyerek belirli bir şekilde yanıt vermeleri.
Chekhov’un Silahı: Bir eserde yer alan her öğenin bir amacı olması gerektiği prensibi; eğer bir silah gösterildiyse, ilerleyen sahnelerde kullanılmalıdır.
Jevons Paradoksu: Bir teknoloji daha verimli hale geldikçe, kaynak tüketiminin artması.
Hick Yasası: Karar verme süresi, seçenek sayısının logaritması ile artar.
Thatcher Etkisi: Yüzlerin ters çevrildiğinde, ters çevrilmiş öğelerin fark edilmemesi.
Marx’ın Emek Değeri Teorisi: Bir malın değerinin, üretiminde harcanan emek miktarı tarafından belirlendiği teorisi.
Kropotkin’in Karşılıklı Yardım İlkesi: Türlerin hayatta kalmasında ve evriminde işbirliği etkili olur.
Allen’in Kuralı: Sıcak iklimlerde yaşayan hayvanların vücut çıkıntılarının (kulak, kuyruk vb.) daha uzun, soğuk iklimlerde yaşayanların ise daha kısa olması.
Bode Yasası: Gezegenlerin güneşten olan uzaklıklarının belirli bir matematiksel diziye uyduğu gözlemi.
Brooks Yasası: Geç kalmış bir yazılım projesine insan eklemenin projeyi daha da geciktirmesi.
Goodhart Yasası: Bir ölçüt, hedef haline getirildiğinde, iyi bir ölçüt olma özelliğini yitirir.
Hanlon’un Usturası: Kötü niyetle açıklanabilecek bir durumu, yetersizlikle açıklamaktan kaçınma.
Hartman’s İlkesi: Hiçbir problemi çözmek, onu hemen ortadan kaldırmaz.
Liebig’in Minimum Yasası: Bitki büyümesi, en az bulunan besin maddesi tarafından sınırlandırılır.
Little’ın Yasası: Bir sistemdeki ortalama iş sayısı, işlerin ortalama gelme hızı ve ortalama iş süresi ile orantılıdır.
Lotka-Volterra Denklemleri: Av ve avcı popülasyonlarının dinamiklerini açıklayan biyolojik model.
Maes-Garreau Yasası: Bir teknoloji için yapılan tahminlerin gerçekleşmesi, tahmin yapan kişinin kariyerinin sonuna denk gelir.
Mandelbrot Seti: Karmaşık sayılar düzleminde belirli bir fraktal kümeyi tanımlayan matematiksel yapı.T
Trivers-Willard Hipotezi: Ebeveynlerin kaynak yatırımı, yavrunun cinsiyetine ve ebeveynin durumuna bağlı olarak değişir.
Newton’un Üçüncü Hareket Kanunu: Her etkiye karşılık eşit ve zıt bir tepki vardır.
Archimedes İlkesi: Bir cisim, batırıldığı sıvı tarafından kaldırılan sıvının ağırlığı kadar bir kaldırma kuvvetine maruz kalır.
Hooke Yasası: Bir yaydaki gerilme, yaydaki uzama ile doğru orantılıdır.
Dunning-Kruger Etkisi: Yetersiz bireylerin, yeteneklerini abartma eğiliminde olması.
Hofstadter Kanunu: Bir iş ne kadar planlanırsa planlansın, her zaman beklenenden daha uzun sürer.
Amara Yasası: Teknolojinin kısa vadede etkisi abartılırken, uzun vadede etkisi küçümsenir.