Geçmeyen ağız yaraları (aftlar), ağrılı ve rahatsız edici bir durumdur. Sürekli tekrar eden ve günlük hayatı etkileyecek derecede olan bu yaralar, sıradan ağız yaralarından farklı olarak daha derin bir incelemeyi gerektirir. Çoğu zaman, hekimlerin önerdiği aft kremleri ya da gargaralar kısa vadede rahatlama sağlasa da bazı durumlarda ne iyileştirme ne de acıyı azaltma konusunda etkili olmayabilir. Bu gibi durumlarda, sorunu analitik bir yöntemle ele almak ve sonuçlar doğrultusunda hareket etmek gerekir.
İlk olarak, ağız yaralarının nedenini tespit etmek önemlidir. Bunun için kimyasal maddelere karşı hassasiyet olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, bazı diş macunlarında bulunan sodyum lauril sülfat (SLS) aft oluşumunu tetikleyebilir. Benzer şekilde, ağız içindeki travmalar, yanlış diş fırçalama, sert yiyecek tüketimi, dolgu veya implant gibi materyallere karşı alerjik reaksiyonlar da aft oluşumuna sebep olabilir. Ayrıca, asidik veya gazlı yiyecek ve içeceklerin tüketimi, mide asiditesinin yükselmesi gibi faktörler de ağız yaralarını şiddetlendirebilir. Bu nedenle, ağız yaralarının tetikleyicilerini belirlemek için süreci dikkatlice izlemek ve bir günlük tutmak faydalı olacaktır.
Ağız yaralarına karşı en etkili çözüm, yaraların en yoğun olduğu dönemde bir hekime başvurarak gerekli testleri talep etmektir. Özellikle kan testleri, vitamin ve mineral eksikliklerini belirlemek açısından büyük bir öneme sahiptir. Bunun yanında, bağışıklık sistemini etkileyen otoimmün hastalıklar veya hormonal dengesizlikler gibi olası nedenlerin değerlendirilmesi gerekebilir. Elde edilen test sonuçları ışığında, aftların çıktığı ve tekrarladığı dönemlerde tüketilen yiyecek ve içeceklerin, kullanılan diş macununun ve hatta stres düzeyinin yazıldığı bir kayıt tutulması, olası tetikleyicilerin tespit edilmesine yardımcı olabilir.
Ağrıyı hafifletmek ve iyileşmeyi hızlandırmak için ise doğru ürünlerin kullanılması önemlidir. Şu ana kadar yaranın üzerini kaplayarak acıyı geçici olarak yok eden ya da en aza indiren bazı ürünler bulunuyor. Bunlara örnek olarak aftech ve oralmedic şu an için en iyi alternatifler arasında yer alıyor.
Son olarak, ağız yaralarının tekrarını önlemek için bağışıklık sistemini desteklemek ve tetikleyici faktörlerden uzak durmak gerekir. Stresi yönetmek, sağlıklı ve dengeli beslenmek, bol su tüketmek ve ağız hijyenine dikkat etmek uzun vadede faydalı olacaktır. Eğer tüm bu önlemlere rağmen yaralar geçmiyorsa, sistemik bir hastalık ihtimali göz önünde bulundurularak daha detaylı bir değerlendirme yapılması şarttır.