Kapitalizmde üretim genellikle talep ve kar amacıyla gerçekleşir ve kapitalizm kendi içerisinde bir takım paradokslar barındırır. Bu durumu kendi bacağına sıkmak şeklinde tanımlayabiliriz çünkü dünyaya getirdiğimiz çocuklarımıza rahat yaşamaları için iyi bir birikim bırakmak isterken aslında onlara çözülemez sorunlar ve sağlıksız kötü bir gelecek bırakıyoruz. Bunun da herkes farkında. İşte bu kapitalizmin paradoksuna örnekler;
Fast food zincirleri sağlıksız beslenmeye sebep olurken, sağlıklı yaşam ürünleri pazarlaması,
Teknoloji firmaları sürekli yeni cihazlar üretirken, aynı zamanda e-atıkların geri dönüşümü için çözümler sunması,
Otomobil endüstrisi fosil yakıtla çalışan araçların evrene zararını belirtirken, elektrikli ve daha çevreci araçların üretimini yapması,
Otomobil üreticileri trafik sıkışıklığına sebep olurken, toplu taşıma sistemleri için yeşil ve çevreci projeler geliştirmesi,
Plastik üretimi çevre kirliliğine yol açarken, geri dönüşümlü ve çevre dostu ambalajlar tasarlaması,
Tekstil endüstrisi hızlı moda ile sürdürülemez tüketimi artırırken, geri dönüştürülmüş malzemelerle sürdürülebilir giysi koleksiyonları oluşturması,
Enerji şirketleri fosil yakıtları kullanarak çevreyi kirletirken, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapması,
Kozmetik endüstrisi güzellik standartlarını pekiştirirken, doğal ve organik ürünlerle “doğal güzellik” vurgusu yapması,
Teknoloji devleri sürekli yeni telefon modellerini piyasaya sürerken, aynı zamanda cep telefonu bağımlılığını azaltmaya yönelik uygulamalar geliştirmesi,
İlaç şirketleri semptomları tedavi ederken, aynı zamanda yan etkileri olan ilaçların tedavisini de üretmesi,
Sigara şirketleri sağlık risklerine sebep olurken, aynı zamanda nikotin bağımlılığını azaltmaya yardımcı olan ürünler üretmesi,
Tarım endüstrisi büyük ölçekli tarım uygulamalarıyla çevreyi tahrip ederken, organik tarım ve sürdürülebilir tarım tekniklerini desteklemek.
Tekstil endüstrisi ucuz ve hızlı moda ürünleri üretirken, aynı zamanda kaliteli ve uzun ömürlü giysilerin reklamını yapmak.
Hızlı gıda endüstrisi obezite ve sağlıksız beslenmeye katkıda bulunurken, organik ve sağlıklı gıda ürünleri sunmak.
Elektronik endüstrisi planlı eskitme stratejileriyle yeni ürün satışlarını artırırken, dayanıklı ve tamir edilebilir elektronik cihazlar sunması,
Petrol şirketleri fosil yakıtların tükenmesine yol açarken, aynı zamanda alternatif enerji kaynakları üzerine yatırım yapmak ve “yeşil” görüntü vermesi,
Reklam endüstrisi tüketimi teşvik ederken, minimalizmi ve sadelik trendlerini vurgulaması,
İnşaat sektörü doğal alanları tahrip ederken, çevre dostu ve yeşil binaların yapımını desteklemesi,
Oyun endüstrisi şiddet içeren oyunlar üretirken, aynı zamanda eğitici ve şiddetsiz oyunları geliştirdiğini belirtmesi,
Kimya endüstrisi çevreyi kirletirken, çevre dostu ve biyolojik olarak parçalanabilen kimyasallar üzerinde çalışılması,
Balık endüstrisi aşırı avlanma nedeniyle deniz ekosistemlerini bozarken, sürdürülebilir balıkçılığı desteklemek ve deniz kaynaklarının korunmasının vurgulanması,
Fast food endüstrisi sağlıksız ve yüksek kalorili yiyecekler sunarken, düşük kalorili ve sağlıklı alternatiflerin tanıtımını yapmak.
Kozmetik sektörü kırışıklık önleyici ürünler sunarken, doğal yaşlanma sürecini kabul eden ve iç güzellik vurgusu yapan ürünler geliştirmesi,
Gıda endüstrisi işlenmiş ve katkı maddesi içeren ürünleri pazarlarken, organik ve doğal gıdaların satışını ve tanıtımını da yapması…
Madem zararlıydı, “niye” diye sormak gerekiyor?
Akıl yürüten nesiller olması dileğiyle…