Kapitalizm, serbest piyasa ortamında üretim araçlarının özel mülkiyetine dayalı bir ekonomik sistemdir. Bu sistemde, bireyler kendi özel mülkiyetlerindeki sermayeleri kullanarak mal ve hizmetler üretir ve bunları serbest piyasa koşullarında arz – talep kuvvetlerine göre para karşılığında satabilirler.
Kapitalizm, ekonomik faaliyetlerin serbest piyasa ortamında yönetildiği bir sistem olmasına rağmen kapitalizmin uygulandığı tüm ülkelerde kısıtlayıcı politikalar uygulanır. Bunun sebebi kapitalizmin tam anlamıyla eşitsizlik ve kriz yaratacağının kendisine itirafıdır denilebilir. Çünkü kapitalizmin, insanlar arasında yoksuluk ve eşitsizlik yaratması, işçilerin sömrüsüne dayanması, doğal kaynakların rant amacı ile tüketilerek insanlığın geleceğine tehdit oluşturması, küresel çapta finansal krizlerin tetikçisi olması gibi birçok sebebin sorumlusu olarak görülmesi nedeni ile kötü olduğu savunulur.
Kapitalizm ne değildir diye sorulursa ticaret yapmak değildir. Bu konuda Ellen Meiksins Woodun Kapitalizm’in Kökenleri adlı kitapında genel bir bakış açısı ile Kapitalizmi anlatıyor ve kapitalizmin ticaret olmadığını vurguluyor.
Kapitalizmi savunanların kapitalizmi insan genine bağlayacak derecede tezler ortaya atması son zamanlarda sıkça yaygınlaşmaktadır fakat bu argümana karşı binlerce yıldır insan geninde olan bu kapitalizmin son birkaç asırdır ortaya çıkması tezleri en başından çürüten bir anti tez olmuştur.
Kapitalist sistem hakkında birçok başarılı hikayeden bahsedilir. Bu başarı hikayelerinin, başkalarının yoksullaşması ve başkalarının sömürülmesi ile gerçekleşmesi iddiası Kapitalizmin iyi mi yoksa kötü mü olduğu sorusunun cevabı kişinin kendisine kalmaktadır.