Kapitalizm Nedir?
Kapitalizm, özel mülkiyetin, serbest rekabet ve serbest piyasanın egemen olduğu bir ekonomik sistemdir. Kapitalizmde, ekonomik kararlar piyasa mekanizması tarafından belirlenir. Arz ve talep dengesi, fiyatları belirler ve kaynakların tahsisini sağlar.
Kapitalizmin Türkçe karşılığı sermayeciliktir. Adından anlaşılacağı üzere sermayesi olanın güçlü olduğu bir düzeni belirtir. Bu da bencillik, toplumsal eşitsizlik, sosyal adaletsizlik gibi toplumu ayrıştıran etmenleri doğurabilmektedir.
Kapitalizmin Paradoksları
Kapitalizm serbest piyasa koşulları ile ekonominin düzgün işleyeceğini savunur fakat serbest piyasa koşulları tekelleşme, haksız rekabet ve pazar manipülasyonu gibi birçok sebebi beraberinde getirir. Kapitalizm özünde serbest rekabet ve serbest piyasayı savunmasına rağmen oligarşinin bir parçasıdır, bu sebeple serbest rekabetin belirli sınıfların elinde olması ile çelişir.
Kapitalizm, kar amacıyla üretimi ve tüketimi teşvik ederken, insanları sadece tüketim araçları olarak görmeye yönlendirebilmektedir. Bu durum, insanların maddi değerlere ve tüketim alışkanlıklarına aşırı odaklanmasına ve insani değerlerin göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Örneğin, ilaç sektöründe çoğu ilaç işe yaramamasına rağmen reklamların etkili olması ve insanların tüketim alışkanlıkları ilaç tüketimini arttırmaktadır.
Kapitalizm, ekonomik büyüme ve verimlilik artışı sağlarken, gelir ve servet eşitsizliğini daha fazla arttırır. Çünkü kapitalist ekonomik göstergeler sermayedarların servet artışına göre değişir. Örneğin 1 milyon nüfuslu bir ülkede 4 kişinin serveti 1 milyar iken 2 milyar olursa ekonomik büyüme olarak kayda geçer.
Kapitalist sistemde, rekabet ve kar hırsı, iş güvencesizliği ve sosyal güvencesizliği artırır. İşsizlik ve gelir kaybı korkusu ve sosyal hizmetlerin yetersizliği gibi sorunlar ortaya çıkar. Örneğin, büyük veya küçük sermayedarların kar hırsı işçilerine sigorta yapmaktan kaçınması veya eksik yapması gibi insanlık dışı uygulamaları uygular. Bununla beraber işsizlik korkusu ile çalışan kabullenmek zorunda kalır.
Kapitalizmde serbest piyasa rekabeti ve kar hırsı, gelir ve servet eşitsizliğine yol açabilir. Sistem zengini daha zengin yaparken, dezavantajlı kesimlerin fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti engeller.
Kapitalizmde, şirketlerin kâr maksimizasyonu odaklı faaliyetleri, bazen insan odaklı değerlerin göz ardı edilmesine neden olabilir. İnsanların maddi değerlere ve tüketim alışkanlıklarına aşırı odaklanması, insanî değerlerin geri planda kalmasına yol açabilir. Örneğin, fast food restoranları düşük maliyetli ve yüksek kalorili yiyecekler sunarak müşteri taleplerini karşılamayı amaçlarlar, ancak bu durum sağlıksız beslenme ve obezite gibi sorunlara yol açar.
Kapitalizmde, rekabet ve bireysellik odaklı bir sistem olduğu için sosyal ilişkilerin zayıflamasına ve toplumsal bağların azalmasına yol açabilir. Bu durum, insanların birbirleriyle daha az etkileşimde bulunmasına ve sosyal dayanışmanın azalmasına neden olur. Bu da insanların psikolojik yönden olumsuz etkilenmesi ve bir takım sorunların doğması gerçeğini ortaya koyar. Bu da kapitalizmin refah vaadine zıt düşer.