Doğada her şeyin insanlara eşit sunulduğu bu gezegende yaşarken insanlar arasındaki eşitsizliğin sebebinin ne olduğunu araştırmak ve çözümler aramak yine insanoğlunun vazifelerinden birisidir. Eşitsizliklerin sebebi saymakla bitmez fakat en başından söylemek gerekir ki eşitlik var ise zengin olmaktan bahsetmek mümkün olmayabilir. Bu teoriye göre zengin olmak için birilerinin fakir olması gerekir.
Günümüzde küresel gücü elinde bulunduran varlıklı zümreleri geçici olarak bir kenara koyup kendi çevremizi biraz incelersek, zenginliğini eşitsizliğe borçlu olan birçok kişi görürüz. En basit örneğiyle, bir markete gittiğinizde 8 saat çalışması gereken personeli 14 saate kadar çalıştırılan, üzerine birden fazla görev verilerek kasa sorumluluğu, raf düzenleme, istifleme, temizlik gibi bütün işleri yapan ve her şeye rağmen asgari ücretle çalıştırılan personeller görürsünüz, diğer yandan bu personel maliyetinden kar elde eden işverenlerini yer alır ama onları kimse görmez, bu işverenler elde ettiği bu karlarla lüks arabalara, lüks yatlara binerek güzel bir hayat yaşar.
Bir restoran sahibi, bir kuaför sahibi, bir pilates işletmeni, küçük ya da büyük farketmeksizin herhangi bir işletme, yanında çalıştırdığı personelleri sigorta ettirmiyorsa, sigortasını eksik yatırıyorsa, giderini yasa dışı yöntemlerle muhasebeleştriyorsa işletme sahipleri bu tür eşitsizliklerden yararlanarak başkalarını sömürerek elde ettikleri kazanç ile hayat standartlarını yükseltebiliyorlar. Diğer yandan bu personellerin “geleceği” çalınıyor. Dolaylı yolda geçiminden ve emekliliğinden alınıyor. Bunun diğer bir adı hırsızlıktır.
Bunların yanında, fatura kesmemek vergi ödememek için en büyük illegal işlemlerden birisi ve bunu birçok kişi/kurum yapıyor, bu yapılırken yapmayanların hakkı da çalınıyor. Fatura kesmeyerek vergi kaçırmak dolaylı yoldan tüm vatandaşlar açısından haksızlık yaratırken, müşterinin aldığı ürün veya hizmetten hukuki haklarının mahrum bırakılması da doğrudan haksızlıktır. Günümüzde bazı doktorlar ve diş hekimleri bile gerçekleştirdikleri muayene, ameliyat veya operasyonlardan elden ücret alarak vergi kaçırabiliyor.
Hangi meslekler nasıl haksız kazanç elde ediyor? yazımızı inceleyebilirsiniz.
İnşaat sektöründe malzemeden yasa dışı tasarruf edilmesi en yüksek kar getiren etkenler arasında olduğunu herkes bilir. Bunun yanında aynı sokakta 4 katlı bir binanın yanında 15 katlı bir binanın inşası eşitlik kavramının sınırlarını aşıp aşmadığı yorumunu size bırakarak, her iki binanın arasındaki 9 kat farkın müteahhit firmaya ne kadar kar sağlayacağını hesaplayalım. Her katta en az 4 daire olduğunu varsayarsak 9 * 4’ün sonucu olarak 36 daire daha satabileceğini göstermektedir. Peki rakiplerinden daha fazla kat yapılabilmesi ve bu kadar fazla kar yapabilmesinin diğerlerinden ayrıcalığı nedir?
Bilim konusuna gelirsek, bilimsel verileri abartarak ve çarpıtarak pazarlama teknikleri kullanan üreticiler, perakendeciler veya dernekler satışlarını arttırmaya yönelik bazı reklamlar yayınlarlar. Genellikle insanların zaaflarının hassas noktası olan sağlık sektöründe bu durumla sıkça karşılaşılmaktadır. Bu bir meyve, sebze olabilir, bir ilaç olabilir. Örneğin bir takviye gıda niteliğinde satılan vitaminleri ele alalım. İlk önce satıcıların yer aldığı dernek ve benzeri kuruluşlar markanın reklamını yapmaz fakat basında ve medyada bu vitaminlere ve takviye gerekliliğine vurgu yaparlar. Hangi vitaminin hangi hastalığa iyi geldiği bilimsel dayanaklara istinaden anlatılır. Daha sonra satıcılar tarafından takviye vitaminlerin interaktif reklamları piyasaya sunulur. Fakat çoğu takviye gıdanın tamamen kanserojen olduğu ve vitaminlerin zaten yeterli ölçüde meyve sebzeden alındığı / alınması gerektiği tıbben kanıtlanmış olsa da pazarlama her şeyin önüne geçmektedir. Eczanelerde satılan ilaçların yarısından fazlasının işe yaramadığı aksine kansere sebep olabilecek kimyasallardan başka bir işe yaramadığı kimi bilimsel araştırmalarca ve hekimlerce belirtilmektedir. İlaç şirketlerinin nasıl zengin oldukları konusuna birkaç kitap anca sığar sanıyoruz.
Özel sektörde, personel sigortasını yatırmayan ya da eksik yatıran, vergi kaçıran, fatura kesmeyen, gerçek dışı gider gösteren ve bunlara benzer neredeyse birçok legal hale gelmiş illegal yöntemler insanların başkalarının hakları üzerinden kolayca zenginleşmeyi sağlamaktadır.
Günümüzde zengin olan kesimin bulunduğu konuma hak ederek geldiğine inanan bir fakir kesim varken diğer yandan bana dokunulmasın yaşadığım kadar iyi yaşayabileyim diyen fakat bunu başaramayan bir de orta kesim vardır. Zenginleri zengin yapan şey onların zekalarının milyarlarca insandan daha üst bir kapasiteye sahip olduğunu kimseye söylemez.
İnsanlar kısa yoldan zengin olmanın peşindeler ve nasıl zengin olunacağını anlatan bir kitapla zengin olacağını sanan insanlar görüyoruz. Çalışmadan, üretmeden ve emeğinin karşılığının başka bir insandan 4 milyar kat değersiz olamayacağını düşünmeyen insan asla başarılı olamayacaktır. Piyasaya başarılı diye sunulunan piyon kişiler, Kapitalizm’in fakirlere verdiği umuttur. Sıfırdan ve eğitim almadan zengin olan popülist bazı iş insanları toplum için örnek oluşturulması adına seçilmiş karakterledir. Bir de sadece bunun için mi?
Tüm bunlara rağmen nasıl zengin olurum sorusuna karşı verilebilecek en mantıklı cevap eşit standartlar içerisinde üretmek, çalışmak ve sorgulamaktır.