Eğitim sisteminin çarpıklığından ötürü ilkokuldan liseye kadar öğrencilerin hangi eğitim kurumunda okuduğunda iyi bir eğitim alacağına dair şüpheler ebeveynlerin düşüncelerine yerleşmiş görünüyor. Çocuğum devlete mi gitmeli yoksa özel koleje mi sorusu, özellikle öğretim dönemlerinde en çok sorulan sorulardan birisi.
Kolej mi devlet okulu mu sorusunun cevabını en baştan eğitim profesyonellerinin yorumlarından yola çıkarak, “öğretmen seçimi” olduğunu söyleyeliz. Bu sorunun en iyi yanıtını eğitim bilimci Özgür Bolat verse de bazı değişken dinamiklerle kararsızlık belirebiliyor. Bu sebeple, özel okul ve devlet okulu da olmak üzere olumlu yanlarından daha çok olumsuz yönlerini ele alarak sonuç arıyoruz.
Öncelikle, özel okulların bir çoğu öğretmenlerini ucuza çalıştırmasından ötürü, personel ( öğretmen ) sirkülasyonu sıklıkla yaşanan bir gerçektir. Bu durumun, özellikle ilkokulda güvenli bağlanma konusunda öğrenciye olumsuz geri dönüşü olabilme ihtimali söz konusu olabilmektedir. Özellikle, İstanbul gibi bir şehirde özel sektörde çalışan öğretmen maaşlarından daha yüksek olması, yeni mezunların işe alınması gibi bir durum ortaya çıkarmaktadır. Öğretmen değişikliği kamuda da gerçekleşen olumsuz bir durum olsa da, olağan sebepler yani doğum, eş ataması gibi sebepler her iki değişken için de geçerlidir, bu yüzden bu değişkenlerin dışına çıkıldığında özel sektörde maaşına enflasyon zammı yansımayan, maaş ve çalışma zamanı bakımında mobbinge uğrayan öğretmenler ve genellikle okul transferi nedenlerinden dolayı çok sık öğretmen değişmektedir.
Eğitim hayatına özel okul ile devam eden öğrencilerin, maddi durumlarından dolayı devlet okuluna geçiş yapması, öğrencileri sosyal açıdan zor duruma düşüren bir etken olabilir.
Bazı özel eğitim kurumlarında, öğrencilerin sürekli başarılı gösterilerek ebeveynleri mutlu etme çabası ve kayıt yeniletmek için yapılan bu tür yanlışlar, öğrencilerin gerçeklerle yüzleşmesini ve eksiklerini tamamlayamamaları açısından geri kalmalarına neden olabilmektedir.
Çok dilli eğitim, sürekli spor faaliyetleri verilen kolejlerde, matematik ve fen bilimleri gibi alanlar yeterli seviye de olmamakla birlikte ilkokul çağında bu yönde heveslendirici aktivitelerin diğer faaliyetler kadar eğlenceli ve yönlendirici olması gerektiğini söylemek gerekir.
Özel okullarda ayrıca burs sorunu ise başka konuşulması gereken bir konudur. Bazı kolejlerde, 6.sınıfta %25 ya da %50 burs alan kişiyi sonraki sene de sınava tabi tutarak bursunu elinden almaya çalışan okullara karşı büyük ölçüde cezai yaptırım uygulanması gerekiyor. Bu durum maddi durumu yeterince karşılayamayacak aileler için önceden düşünülmesi gereken bir konudur.
Devlet okullarında ise bölgeye göre değişmekle beraber öğrenci nüfusunun fazlalığı, hijyenik koşullar, sosyal faaliyetler gibi çeşitli etmenler göz önüne alındığında özel okulların oldukça gerisinde olduğunu bilmekteyiz. Bu arada eklemek gerekir ki, özel okullarda da sınıf mevcudiyeti 25-30’u bulurken, bazı bölgelerde 30 civarı olabilmektedir. Bu sebeple, ebeveynlerin araştırma yaparken bu ve diğer etkenlerin de gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Devlet okullarında, bazı öğretmenlerin iş güvencesi nedeni ile eğitim konusunda daha rahat hareket edebilmeleri, bazı öğretmenlerin sert tutumları ve okulun yanlış disiplin politikası, öğrencileri eğitimden soğutma noktasına getirebilmektedir.