Sosyalizm, üretim araçlarının ortak veya kamu mülkiyetine dayandığı bir ekonomik ve politik sistemdir. Bu üretim araçları, doğrudan insan ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan malları üretmek için kullanılan makine, alet ve fabrikaları içerir. Sosyalizm’in özünü, yönetimin ağırlıklı olarak işçi sınıfında olmasını ve özel üretim yerine kamu bazlı üretim oluşturur.
Anarşizm, herhangi bir otorite ve yönetim olmadan toplumun eşitlik ve özgürlük içerisinde yaşayacağı fikrine dayanan felsefi teoridir. Böylece Mülkiyet’i kabul etmez. Anarşizm’de farklı görüşler vardır. Genellikle farklı olmak kaydıyla işçi, köylü, tüketici, veya komünler tarafından kontrol edilmesini savunurlar.
Örneklerle Anarşizm ve Sosyalizm Karşılaştırılması
Mülkiyet
Sosyalizm’de özel mülkiyet yoktur. Kamusal mülkiyet vardır. Mülk toplumundur fakat tüm yönetim ve ayrıcalıklar iktidarda bulunan partinindir.
Anarşizm’de ne özel mülkiyet ne de kamusal mülkiyet vardır.
Yönetim
Sosyalizm, işçi sınıfının kontrolü altında demokratik yönetim şekliyle toplumsal adaletin sağlanması amaçlanır fakat genellikle uygulamada katı bir devletçi sisteme sahip olması nedeni ile monarşi veya oligarşi yönetim biçimleri olarak görülmesi olağandır. Bunun örnekleri, Sosyalist rejimleri uygulayan ülkelerde görülmüştür. Sosyal demokrasi, sosyalizmin bir türü olmasına rağmen çoğunlukla sosyalizmden farklıdır.
Anarşizm‘de ise yönetim ve yönetici olmadığından herhangi bir monarşi ya da oligarşi yapısının oluşması mümkün olmaz. Bunun en büyük etkileri arasında özgürlüğün her şeyin başında gelmesi ve mülkiyet kavramının söz konusu olmamasıdır. Günümüze kadar bir anarşizm örneği mevcut olmamıştır.
Baskı
Sosyalizm’de Komünizm öncesi proletarya diktatörlüğünü esas alması sebebi ile yönetici ve mülk kavramları söz konusu olduğundan ortada her zaman bir koltuk ve toprak kavgası olacaktır. Bu da iç ve dış savaşların ana sebepleri olarak gösterilir
Anarşizm’e göre ise yönetici ve mülk kavramları olmadığından hiç bir zaman koltuk ve toprak kavgası olmayacaktır. Böylece savaş denen kavramda ortadan kalkacaktır. İdeolojiye göre dünya toprakları tüm insanlığındır.
Etnik ve Dini Sınıf
Sosyalizm’de mevcut yönetimin işçi sınıfı olması (ya da herhangi bir sınıf), başka bir sınıf ile kavga ve kargaşanın sebebi olmaya açıktır, hatta bu durum kimi siyaset bilimcilere göre etnik ayrımcılık amacı ile kullanılmaya elverişli görülmektedir. Sovyetler Birliği toprak sahasında etnik sürgünler yakın tarihte sıklıkla yaşanmıştır. 1917 devriminde Rus milliyetçiliğinin ortadan kaldırılması fikri bütünleşik bir Rus Milliyetçiliği yaratma çabaları Homo-Sovyeticus ideası olarak ortaya çıkmıştır.* Keza Türkiye’de de Sosyalizm, karşı-milliyetçilik olarak Kürt Milliyetçilerinin savunması durumuna gelmiştir.
Anarşim’in teorisinde devlet ve yönetim mekanizmaları olmadığı için herhangi bir kavga ve kargaşanın belirli etnik ve dini kesimler tarafından kullanılmasına olanak tanımadığı düşünülür.
Eşitlik
Sosyalizm’de teoriden çok pratiğe baktığımızda yönetim alanında karşı görüşe ve farklı fikirlere yer olmadığı için toplum baskı altındadır. Bazı Sosyalist devletlerde yasaklar üst düzeydedir. Refah ve istihdam yönetime yakın olanlar için bir menfaat doğurur. Parlamenter rejimler dahil iktidarda olan görüşe ait mensuplar özel sektörde ve devlet kurumlarında yapılanmaya, yararlanmaya meyillidir.
Anarşizm, özgürlük önceliğinde adalet ve eşitlik temeline dayandırılmaya çalışılmıştır. Teoriden ileriye gidememiştir. Doğa’nın canlılara eşit sunduğu her şey birkaç kişinin kararları ile eşitliği bozmuştur. Bu da dünyanın gelişimini asırlarca ileriye itmiştir. Bazı yardımlaşma temeline dayanan teoriler eşitliğin kendiliğinden var olacağını savunmaktadır.
*Özel, Merve Suna, Stalin Dönemi Rus Milliyetçiliği ve Politikaları