Günümüzün karmaşık hukuk sistemlerinde, adaletin zamanında ve adil bir şekilde tecelli etmesi önemlidir. Ancak, değişen yargıtay kararları ve geciken içtihatları birleştirme kararları, dosyaların haddinden fazla olması ve bu nedenle hakimlerin titizlikle dosyaları okuyamaması gibi sorunlar, hukuki süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesini zorlaştırmaktadır. İşte bu noktada, yapay zeka tabanlı hakim ve savcıların kullanılması kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmektedir.
Öncelikle, yapay zeka teknolojisi, büyük veri kümelerini hızlı bir şekilde analiz ederek, hukuki belgeleri inceleyebilir ve geçmiş davaların kararlarını değerlendirebilir. Bu, yargı süreçlerinin daha verimli ve etkili bir şekilde işlemesine yardımcı olur. Ayrıca, yapay zeka algoritmaları, daha tarafsız ve objektif kararlar verebilir, böylece siyasi etkilerin ve dış baskıların kararlara etkisini büyük oranda azaltabilir.
Bununla birlikte, mevcut sistemde korkusundan karar konusunda endişe duyan, zorlanan ve hatta mafyalar tarafından tehdit edilen hakimlerin varlığına sıkça rastlanmaktadır. Yapay zeka tabanlı hakim ve savcılar, bu tür durumların önüne geçebilir ve adaletin bağımsızlığını güçlendirebilir. Tarafsızlık ve siyasi bağımsızlık ilkelerine bağlı kalarak, aynı kanuna tabii vatandaşların aynı suçlardan farklı cezalar almasının önüne geçilebilir.
Sonuç olarak, yapay zeka tabanlı hakim ve savcıların kullanılması, adaletin daha hızlı, daha verimli ve daha adil bir şekilde sağlanmasına katkı sağlayabilir. Bu teknoloji, hukuk sistemlerini güçlendirebilir ve toplumda güven duygusunu artırabilir. Dolayısıyla, yapay zeka hakim ve savcıların olması, günümüzün ihtiyaçlarına uygun bir çözüm olarak değerlendirilmelidir.